merhabadan hallice

Gülhavin
2 min readMay 18, 2023

bir bakıp çıkıyorum

çok uzun zaman sonra oturup yazı yazıyorum, o kadar uzağım ki alıştığım hayattan. yazı yazmadığım süre boyunca o kadar çok şey oldu ki, her günüm ayrı bir gün, her günün yükü ayrı oluyor. neyi yazacağımı, neyin üzerine düşünürsem rahatlayacağımı bilmiyorum.

öfke doluyum, bir süredir her şeye öfke doluyum, öfkem de artık göz yaşlarım olarak yansıyor ortamlara, oturup ağlayasım geliyor, ama ağlamaya ayıracak bile vaktim olmuyor, bugün uzun süreden sonra ilk kez eve erken geldim(19.00). evet belli bir saatler için aldığım belli bir maaşım var, ve ben asla o saatlerde çıkmıyorum, sadece ben çıkmıyorum, ve maalesef sadece benimle de ilerlemiyor hiçbir şey, keşke ilerlese, keşke 10 parçaya bölünsem ve keşke her şeye yetişsem ama mümkün değil.

asistanlığımın 5.ayında bu mesleği yapamayacak mıyım endişelerim artmaya başladı.

aslında sorun temelde yalnız hissetmek, benim genel olarak yalnız kalmak ile ilgili sıkıntılarım var ama ekip olmayı da sevmiyorum, ben iyi bir ekibin içinde var olacağıma inanmıyorum.insanlara tahammülü yok, agresifim evet, var olmak için, bunu da bugün idrak ettim, yıl bilmem olmuş kaç, hala en büyük savaşım doktor hanım olabilmek. kimseye ispatlama ihtiyacım yok, kabul etseler de etmeseler de doktorum, keyfiniz bilir.

şu an bazı yönlerden yalnız hissetmesem de genel olarak yalnızım, yine gece kendimle kalıyorum ve maalesef kalamıyorum, kendimi çok özledim, kendi keyiflerimi, kendi zevklerimi, bazı keyifli anlarımı, bilmiyorum vakit ayıramıyorum kendime. uyuyorum, kendime vakit ayıracağım gecenin biraz ilerleyen saatlerinde, onun dışında sürekli insanlarla iletişim kurup birilerinden bir şeyler rica ediyorum. yoruldum. çok yoruldum.

bu sıralar İstanbul’u da çok özlüyorum, aslında oradaki kendimi de özlüyorum ve oradaki yalnızlık hissimi de, belki de geçici olmasıydı o hissin güzelliği, şu an bulunduğum durumda kalıcı olma hissi de beni geriyor, ama aslında hiçbir yerde kalıcı değiliz. ne bu endişe!

bir gün Türkiye’nin iyi bir yer olacağına inanıyorum derken gözlerim doldu geçen gün, bu sıralar göz yaşlarım hangi duyguma binaen akıyor bilmiyorum, tutuyorum onları da kamusal alanda göz yaşlarımı akıtmak istemiyorum, öfkeli olduğum zaman ise tutmak daha zor oluyor göz yaşlarımı. geçen bir ara bana da hastane yemeği bırakmalarını söylerken ağladım, doktor nefretini anlamıyorum ya, güçten nefret ediyorsanız ülke neden bu halde ki bizim gücümüz sizin faydanıza iken herhalde ülkedeki güçler de sizin faydanıza, çözdüm şimdi tüm olayı, wow.

depremden sonra köklü değişen hayatımız ve hala var olan bir şeyler iyi olacak umudumla bu sıra işe gidip geliyor, cilt bakımımı aksatmıyor ve uyuyorum.

--

--