iki bin yirmi üç özeti bölüm bir

Gülhavin
3 min readDec 23, 2023

merhaba, ben geldim.

Uzun zamandır yoktum, neredeydim ben de bilmiyorum açıkçası. En son eylül ayında karanlık bir yazı yazmışım, sonrası yok. Sonrasında o kadar çok şey yaşadım ki hepsini sindirip yazı yazmak pek mümkün olmadı. Çok sinirliyim, öfkeliyim ve küfrediyorum her şeye, üzgünüm ve maalesef ki doktor olduğumdan beri ağzımda kötü cümleler, kelimeler eksik olmuyor. O kadar anlayamıyorum ki ne iş yaptığımı, kimle muhatap olduğumu, yaşıyorum sadece, sorgulamaya anlamaya vaktim olmuyor. 1 yıldır aralıksız, 5 ay ayda 12 nöbet, 7 ay 8 nöbet pediatri asistanlığı yaptım. Dinlenmeyi ara vermeyi çok istedim, çok da bu yönde talebim oldu, ama asla bir muhatap bulamadım, benim iyiliğimi düşünen bir yöneticim bile yok, işler hallolsun da ben ne haldeyim kimsenin umurunda değil. Ben kendim şahsen benim gibi yorulmuş bir doktordan hizmet almak istemezdim.

Ekim ayında evlenince hakkım olan ve yöneticilerimin bana lütfetmesi gereken evlilik iznimi ve yıllık iznimi kullandık, eşimle. Bu meseleye daha sonraki bölümlerde gireceğiz, şimdiden duyurayım, ben evlendim, tüm arkadaşlarıma aramızda ilk sen evleneceksin dualarının kabul olduğunu duyurmak isterim. Bu izin sürecinde yol gitmek, İstanbul’a gitmek, eşimin anılarının olduğu yerlere gitmek çok iyi geldi ama beni iki hafta falan ayakta tuttu, sonra yine nefret ve öfke moduna geçtim.

Şu an yenidoğan yoğun bakımda çalışıyorum ve aileler o kadar müge anlı’ya çıkacak aileler gibi ki şok oluyorum ve o kadar plansız şekilde çocuk yapmışlar ki, hastanedeki çocuğa bakacak anneye ulaşılamıyor. Eve gitmek tek dertleri ve düşman gibi bakıyor çoğu, çocuğuma sakın zarar verme ve bir an önce eve gönder bizi yoksa bedelini canınla ödersin der gibi. Merak etmeyin sevgili aileler, o kıymetli çocuğunuza ben sizden daha kıymet veriyorum, profesyonel olarak işimi yaptığım için ve hastaneden en kısa sürede o çocuğu taburcu etmek benim daha çok faydama olur. Keşke aileler anlayabilse ama yeni doğum yapmış anne ve kocası gerçekten iletişim kurmanın en zor olduğu grup.

Yenidoğan yoğun bakımda her yerde küvöz içi bebeklerin olması bebek müzesi gibi hissettiriyor bana, beslenme saatleri gelince o çırpınışları, ağlamaları ey insan oğlu nereden nereye dedirtiyor. Bebek müzesinde herkes çok gergin ve hassas, bu gerginlik ve hassaslıkta sakin kalmayı becerebilecek gücü rabbimden diliyorum.

Çok hastayım, sanırım bebişlerden hastalık kaptım ya da hasta arkadaşlarımdan. Şu an mesela birkaç gün istirahat edip hastalığımı kimseye bulaştırmamam lazım ama ben ne yapmak zorundayım, yarın işe gitmek zorundayım, hem de yine kritik hasta grubu olan onkoloji hastalarının kliniğine.

Yaptığımız iş çok zor ve karşılığı yok bence, ne manevi ne maddi. Allah razı olsun diyen bir aile varsa bela okuyan 5 aile var. İnsan ne gerek var diyor, bu kadar emek harcarken bu yapılan muamele hak mıdır diyor.

Doktorluğum 15 ayı pediatri asistanlığımın 12 ayı dolmak üzere, çocuklara hizmet verdiğim için memnunum, en azından temizler ve yalancı değiller, ama doktorluktan memnun muyum, muamma. Sektörün içinde olunca doktorun da doktorun kurdu haline geldiğini görmek kalp kırıcı, başka bir yol var mı, her zaman var ama meydanı onlara bırakmaya niyetim yok.

Hiçbir zaman güçlünün hele de yönetim gibi bir gücün yanında olmadım, hiçbir zaman da olmayacağım. Biz işi yapan ama en az saygı gören asistanlar olarak hoca ya da uzman olduğumuzda umarım bu kurtları unutmayız ve kimseye de kurtluk yapmayız.

Yeni yıl gelmeden bu yılın tahlilini yapmayı çok istiyorum, yeni bir hayata başladım ve önümde neler var heyecanla bekliyorum, ilk bir ay heyecanla yaptığım işimden depremden sonra nasıl neden nefret ediyorum ve bir Allah’ın kulu da nasılsın demedi, hala anlamaya çalışıyorum, iki ay evsiz kalıp ardından doğalgazı kesilen evimizde 3 ay korkuyla yaşayıp 5 ay ev arayıp da nasıl ev bulamadığımızı anlamaya çalışıyorum.

O kadar akıl almaz o kadar gaddar senaryolar yaşadım ki bu süreçte, anlatamam. Anlatamadım da. Yer fark etmeksizin her yerde ağlamalarım, yetersiz ve güçsüz hissetmelerim, hissettirmeleri. Bedenim de ruhum da çok tepki verdi her şeye, herkes sadece işini yap dedi, eksiksiz işini yap, kimseden yardım bekleme, her gün azarlamalarımıza, hakaretlerimize dayan.

Asistanlığı azar yeme mevkisi olarak kodlayan hiçbir insanın doktorluğuna güvenmiyorum, siz önce doktorlarınıza sahip çıkın sonra hasta bakın. Siz olsanız da olmasanız da bu sistem ilerliyor ve size asla muhtaç değiliz. Asistanlar sizin ego tatmin edeceğiniz insanlar değillerdir ve siz hasta yakınları, sizin de doktorlara saygısızlık etmeye hakkınız yok, beğenmiyorsan bir daha gelmezsin bir sürü doktor var, seç beğen sisteminde istediğin doktora gidersin. Çocuğun çok kıymetliyse sıkı takip edersin, geç getirdiğin için vicdan azabını doktordan çıkarmazsın.

Böyle hissettiğim halde neden doktorluğa hele de pediatri asistanlığına devam ediyorum, çünkü ben sizin yüzünüzden sevdiğim şeyden vazgeçmeyeceğim, kendime bu haksızlığı yapmayacağım.

Eyvallah,,

--

--